İnflation Patlaması; Big Bang’in Yanında Cüce Kaldığı Sıradışı Bir Patlama. Evrendeki Her Şey Tesadüf Eseri Oluştu.

Big Bang patlamasından önce İnflation patlaması olmuştur. İlk başta sadece Higgs Alanı vardı. Bu bir enerjidir. Sonra bu enerji gerildi ve patladı. Patlamanın sebebi itici kütleçekiminin aşırı bir biçimde artması ve serbest kalmasıdır. İtici kütleçekimi yani negatif basınç ya da evreni genişleten şişiren itim gücünün bu kadar aşırı olmasının sebebi de; higgs alanının özel bir konuma gelmesidir. (Örneğin; eğer bir sıvıyı süper olarak soğutursanız buz olmaz, sıvı olarak kalır, buna süper soğutulmuş sıvı denir.) Eğer bir cam şişeyi, hiç boşluk kalmayacak kadar su ile doldurup kapağını kapatıp ve onu buzluğa koyarsak, belli bir süre sonra şişe kırılıp patlayacaktır. Higgs Alanının özel duruma gelmesi de buna benzer. Bu anlarda alan, aşırı yüksek bir enerji düzeyine ulaşmıştır. Bununla beraber aşırı bir itici güç oluşmuştur. Alanın minicik kütleçekimini yenen devasa itici güç; bu alanı büyük bir şiddetle patlatmıştır.
Patlama 10 üzeri eksi 35 saniye kadar sürdü. Bu sürede evren 10 üzeri 30 kat genişledi. Bu akıl almaz bir rakamdır. Bir atomun bir anda Samanyolu Galaksisi kadar büyümesi gibidir. Big Bang patlaması ile günümüze kadar 14 milyar yıllık genişlemenin toplamından bile katbekat büyüktür. Bu da bize gösterir ki, evren çok büyük. Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz 200 milyara yakın galaksiyi Dünyadaki bir kum tanesi gibi düşünürsek, Evrenin büyüklüğü Dünya kadar olurdu.
Bu kadar kısa süreli bir İnflaton Şişme Patlaması sonrasında aşırı olan itim gücü durdu. Yukarda anlattığım örnekteki gibi; şişe patladı ve şişeyi patlatan itim gücü durmuş oldu. Yüksek enerji düzeyindeki başlangıçtaki higgs alanı, İnflation Patlaması sonunda düşük enerjili düzeye evrildi. İşte bundan sonra Big Bang Patlaması denilen olaya gidildi. Aslında patlayan Big Bang değildi, İnflation Patlaması idi. İnflation Patlamasının “yan etkisi” olarak, Evren genişlemeye ve soğumaya devam etti. Big Bang’e saçılma da diyebiliriz.
İnflation Patlamasından sonra, Big Bang ile genişleyen evrende 1 saniye içinde madde parçacıkları ve ışınım oluştu. E=mc2’deki gibi enerji maddeye dönüşmüş oldu. Daha yalın bir dille; eğer siz bir gazı soğutursanız suya ve buza dönüşür. Evren genişledikçe yani soğudukça, enerji de parçacığa dönüşmüş oldu. Sonrasında parçacıklar kümelendi ve galaksiler oluştu.
Bu kümelenmenin sebebi de; İnflation Patlaması sırasındaki “Kuantum Titrenimleridir”. Yani galaksiler “rastgele” oluştu. Biz ve evrende gördüğümüz her şey “tesadüf” eseri oluştu. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi parçacıklara uygulanmakla kalmaz alanlara da uygulanabilir. Şişe patladığında aslında evrenin heryerinde itim gücü durmadı. (Yani bu şişenin (evrenin) İnflation patlamasının bittiği “anlar” farklı idi.) Farklı noktalarda itim gücü dururken diğer farklı noktalarda bu itim gücü devam etti. Tabii bunlar 10 üzeri eksi 35 saniye içinde olupbitti ve sonrasında Big Bang devam etti. İtim gücünün ilk olarak durduğu bölgelerde enerji yoğunlaştı; bir kâğıt veya bir bez üzerinde oluşan kırışıklık, buruşukluk gibi ya da pizza hamurundaki küçük bir bölgeyi yukarı doğru uzatalım, pişirdikten sonra o bölge daha kabarık olacaktır bunun gibi bozulmalar eşliğinde parçacıklar bir kümelenmeye gitti sonucunda da galaksiler oluşmuş oldu. Eğer bu kuantum belirsizliği olmasaydı insanlar, gezegenler, yıldızlar, galaksiler kısaca hiçbir şey olmazdı; Çünkü oluşacak anı bulamazlardı. Birbirine eş uzaklıkta genişleyen, türdeş, gözle görülmez olan parçacıkların hâkim olduğu ıssız bir evren olurdu. Burada Kuantum’un gördüğümüz evreni oluşturması söz konusudur.
Kaynak: Brian Greene, Evrenin Dokusu
Hazırlayan ve Derleyen; Alper Çadıroğlu
Patlama 10 üzeri eksi 35 saniye kadar sürdü. Bu sürede evren 10 üzeri 30 kat genişledi. Bu akıl almaz bir rakamdır. Bir atomun bir anda Samanyolu Galaksisi kadar büyümesi gibidir. Big Bang patlaması ile günümüze kadar 14 milyar yıllık genişlemenin toplamından bile katbekat büyüktür. Bu da bize gösterir ki, evren çok büyük. Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz 200 milyara yakın galaksiyi Dünyadaki bir kum tanesi gibi düşünürsek, Evrenin büyüklüğü Dünya kadar olurdu.
Bu kadar kısa süreli bir İnflaton Şişme Patlaması sonrasında aşırı olan itim gücü durdu. Yukarda anlattığım örnekteki gibi; şişe patladı ve şişeyi patlatan itim gücü durmuş oldu. Yüksek enerji düzeyindeki başlangıçtaki higgs alanı, İnflation Patlaması sonunda düşük enerjili düzeye evrildi. İşte bundan sonra Big Bang Patlaması denilen olaya gidildi. Aslında patlayan Big Bang değildi, İnflation Patlaması idi. İnflation Patlamasının “yan etkisi” olarak, Evren genişlemeye ve soğumaya devam etti. Big Bang’e saçılma da diyebiliriz.
İnflation Patlamasından sonra, Big Bang ile genişleyen evrende 1 saniye içinde madde parçacıkları ve ışınım oluştu. E=mc2’deki gibi enerji maddeye dönüşmüş oldu. Daha yalın bir dille; eğer siz bir gazı soğutursanız suya ve buza dönüşür. Evren genişledikçe yani soğudukça, enerji de parçacığa dönüşmüş oldu. Sonrasında parçacıklar kümelendi ve galaksiler oluştu.
Bu kümelenmenin sebebi de; İnflation Patlaması sırasındaki “Kuantum Titrenimleridir”. Yani galaksiler “rastgele” oluştu. Biz ve evrende gördüğümüz her şey “tesadüf” eseri oluştu. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi parçacıklara uygulanmakla kalmaz alanlara da uygulanabilir. Şişe patladığında aslında evrenin heryerinde itim gücü durmadı. (Yani bu şişenin (evrenin) İnflation patlamasının bittiği “anlar” farklı idi.) Farklı noktalarda itim gücü dururken diğer farklı noktalarda bu itim gücü devam etti. Tabii bunlar 10 üzeri eksi 35 saniye içinde olupbitti ve sonrasında Big Bang devam etti. İtim gücünün ilk olarak durduğu bölgelerde enerji yoğunlaştı; bir kâğıt veya bir bez üzerinde oluşan kırışıklık, buruşukluk gibi ya da pizza hamurundaki küçük bir bölgeyi yukarı doğru uzatalım, pişirdikten sonra o bölge daha kabarık olacaktır bunun gibi bozulmalar eşliğinde parçacıklar bir kümelenmeye gitti sonucunda da galaksiler oluşmuş oldu. Eğer bu kuantum belirsizliği olmasaydı insanlar, gezegenler, yıldızlar, galaksiler kısaca hiçbir şey olmazdı; Çünkü oluşacak anı bulamazlardı. Birbirine eş uzaklıkta genişleyen, türdeş, gözle görülmez olan parçacıkların hâkim olduğu ıssız bir evren olurdu. Burada Kuantum’un gördüğümüz evreni oluşturması söz konusudur.
Kaynak: Brian Greene, Evrenin Dokusu
Hazırlayan ve Derleyen; Alper Çadıroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder