27 Ocak 2016 Çarşamba

ARAP YAZISININ ORTAYA ÇIKIŞI

Arap coğrafyası ve çevresinde elde edilen arkeolojik bulgular
sonuncunda Arap yazısının başlangıcıyla ilgili genel olarak iki görüş ortaya
atılmıştır. Bunlardan ilki Arap yazının Kuzey Sami alfabelerinden olan
Ârâmî-Nabatî alfabelerinden türediği, diğeri ise Güney Arabistan’da ortaya
çıkan ve Güney Sami alfabelerinden biri olan Himyerî ya da Musned adı
verilen bir yazıdan türediğidir.
Bu alfabelerle yazılmış yazıtları örneklendirip incelemeden önce
müsteşriklerin bu konudaki araştırmalarını yönlendirmiş olan, klasik Arap
kaynaklarında Arap yazısının ortaya çıkışıyla ilgili rivayetleri nakletmek,
onların genel olarak Arap yazısının kökenleri ve ortaya çıkışı konusunu nasıl
değerlendirdiklerini yansıtmak doğru olacaktır.
Klasik Arap kaynaklarının çoğu yazıyı tarihsel bir gelişim sürecine
ihtimal vermeksizin bazı kişilerin birden icat ediverdiği bir olgu olarak kabul
ederler.Bu konuda bir çok rivayet vardır. Bunların önemlilerini şöyle
sıralayabiliriz: bazıları yazının hikayesini Hz.Adem ile başlatırlar. Yazıyı
ölümünden üç yüzyıl evvel Hz.Adem’in bulduğunu, kil üzerine yazıp bunları
pişirdiğini, Nuh tufanından sonra da her topluluğun kendi yazısını bulup yazı
yazdığı belirtirler1. Sonra İdris peygamber veya onun oğullarından biriyle
yazının başlangıcı arasında bir bağ kurarlar, Hz. İsmail ya da yine onun
oğullarından Nasr ve Teymâ’nın yazıyı bulan ilk kişiler olduğu bunların
yazıyı bitişik olarak icat ettiklerini daha sonra kardeşleri olan Nebet, Hemîsa‘
ve Kayzer’in de harfleri ayırdıkları belirtilmektedir 2.
Kişilere atfedilen bu tür rivayetler dışında yazının icadını bazı
mitolojik isimlere bağlayan rivayetler de vardır. Bunlardan biri Arap
yazısının Ebced, Hevvez, Kelemun, Sa‘fes, Karuşet adlı kişiler tarafından icat
edildiğidir3. Buna göre Ebced Mekke ve civarının kralı, Kelemun, Sa‘fes,
Karuşet de Medyen ya da Mudar ülkelerinin krallarıydılar. Sonra kendi
isimlerine göre alfabeyi icat etmişler, kendi isimlerinde olmayan ve revâdif
adını verdikleri ث خ د ظ ش غ harflerini de bu ekleyerek alfabeyi
tamamlamışlardır4. Ancak bu isimleri okuyanın aklına ilk gelen şey bunların
Süryânîce, İbrânîce gibi bazı Sami alfabelerde harflerin artarda sıralanışı
sonucu oluşmuş sözcükler olduğudur.
Arap yazısının icadıyla ilgili rivayetlerde çok tekrarlanan ancak bazı
tutarsızlıklar içeren bir rivayet de Arap yazısını Süryânî alfabesini örnek
alarak Murâmir b. Murre, Eslem b. Sidre ve ‘Amir b. Cidre adında Tayy
kabilesinden üç kişinin icat ettiğidir5. Rivayete göre bunlardan birincisi
harflerin şekillerini ve faslı6 , ikincisi vaslı7, üçüncüsü ise i‘câmı8 bulmuş9 ve
bunlardan Hiralılar10, Hiralılardan Enbârlılar11 yazıyı öğrenmiş ve yazı bu
şekilde yayılmış. Cevâd ‘Ali, el-Meşrik ve Mecelletu Lugati’l-‘Arab adlı
dergilere gönderme yaparak verdiği bilgilerde yukarıda geçen üç ismin kişi
adı değil, Süryânîce bazı sıfatlardan geldiğini, Murâmir b.Murre’ مرامرر نرم مرر
nin aslında مرراا مرراب نرر مرراب (Mârâ Mârî ber Mârî) Arapçasıyla سرد اساررد انرم
اسارد (Seyyidu’s-Sâde İbnu’s-Seyyid)olduğunu ve bu öbeğin Efendi Oğlu,
Efendiler Efendisi veya شرد شرد خ اسم رب انرم رمرء سر ام اسم رب Bilimin Beyler Beyi,
Bilim Bayrağının Taşıyıcısının Oğlu anlamına geldiğini, Eslem b. Sidre ( أسر ب
نم س ا ) adının ش دمر نرر سر ا (Şelîmâ ber Sidre) adından bozma olduğunu استرر
اسم رب اسطارر İlmi Tam Hattat anlamına geldiğini, son isim olan ‘Amir b. Cidre’
عرمر نم جر ا ise عمرايرر نرر جر ا (‘Amrâyâ ber Cidre) adından bozma olduğu ve
اسممرد اسحررق Usta güç12 anlamını ifade ettiğini belirtmektedir13. Bu ibareler kişi
adları olmayıp usta yazar ve hattatlara verilen sıfatlar olsa da bu sıfatları
taşıyan kişilerin Arap yazısının icadına katkıda bulunup bulunmadığı
konusunda bilimsel bir kanıt yoktur.
Klasik kaynakların çoğunda Arap yazısının el-Himyerî ya da el-
Musned adı verilen Yemen menşeli bir yazıdan türediği görüşü hakimdir.
İbn Haldûn el-Mukaddime adlı eserinde et-Tebâbi‘a devletinde medeniyet
ve refah yükselince kullanılmakta olan el-Himyerî yazısının son derece güzel
bir hale geldiğini, Yemenliler’in bu yazıyı izinsiz kimseye öğretmediklerini
ancak Tebâbi‘a ve el-Hira’daki el-Munzir ailesi arasında bir hısımlık olduğu
için ve Arap hükümranlığını Irak’ta yeniden tesis ettikleri için yazının
buradan el-Hira’ya geçtiğini belirtmektedir. Hira’dan da Taif’e ve Kureyş’e
geçmiştir. Yazar Hiralılardan ilk olarak Sufyan b. Umeyye veya Harb b.
Umeyye’nin yazıyı yukarıda adı geçen Eslem b Sidre’den öğrendiğini de
ekliyor14. Yukarıdaki rivayette Murâmir b. Murre, Eslem b. Sidre ve ‘Amir
b. Cidre’nin bir araya gelerek yazıyı Süryanî alfabesini esas alarak
düzenlediklerini belirtmiştik. İbn Haldûn, Sufyan b. Umeyye veya Harb b.
Umeyye’nin yazıyı Eslem b Sidre’den öğrendiğini belirtiyor.Halbuki
yukarıdaki bu kişinin icat ettiği yazı, Himyerî yazısı ile arasında hiç bir
benzerlik olmayan Süryânî yazısı örnek alınarak yapılan Arap yazısıdır.
Himyerîlerin Müsned adlı bir yazılarının olduğu belirtilmekle birlikte
Subhu’l-A‘şâ da ve diğer bazı eserlerde İbn Hişâm’dan nakille Arap yazısını
ilk kullanan kişinin Himyer b. Sebe’ olduğunu ve buna da rüyasında
öğretildiğini, bundan önce Arapların el-Musned adlı yazıyı kullandıkları
bildirilmektedir15. Bu rivayette de Himyer b. Sebe’nin rüyada hangi yazıyı
öğrendiği konusunda bir soru işareti belirmektedir.
el-Himyerî ya da el-Musned adıyla anılan yazının 29 sessiz harfi
vardır. Bu harfler bu günkü Arap yazısında olduğu gibi bitişik değil Latin
alfabesinde olduğu gibi ayrı ayrı yazılmaktadır Fenike ya da Sina
alfabelerinden alındığı düşünülmektedir16. (Bkz.Şekil-1) 17 Harekeleri ifade
eden harfler ya da diğer işaretler yoktur. Sükun, medd, nokta gibi işaretler
olmadığı gibi şedde de yoktur. Harf tekrarı gerektiğinde o harf iki defa
yazılmaktadır. Sözcükleri birbirinden ayırmak için boşluk bırakmak yerine
dikey bir çizgi kullanılmaktadır. Satır düzeni diğer bütün Sami alfabelerde
olduğu gibi sağdan sola doğru yazılmaktadır. Ancak bazen solda biten yazı
üst satırdan devamla soldan sağa doğruda gidebilmektedir18.
(Bkz.Şekil-2) 19 Bu yazı ya da şekilde verilen, bu yazıdan türetilmiş
Safavî, Semûdî ve Lihyânî gibi Şam ve Yukarı Hicaz yörelerinde konuşulan
bazı lehçelerin yazıları da yine bu günkü Arapça ile benzerlik
göstermemektedir. Arap yazısının , geçirdiği bütün aşamalar dahil, el-
Musned adlı yazıyla arasında herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır.
Bir başka rivayette Arap yazısının yine Müsned adlı yazı türünden
gelme olduğu için kesme, koparma anlamında اسجر (el-Cezm) olarak
adlandırıldığıdır. Yukarıda adı geçen Murâmir yazıyı el-Müsned’ten kesip
almış ve buna da el-Cezm adı verilmiştir20.
Bu gün Arap yazısının kökeni konusunda müsteşriklerin üzerinde
durduğu bilimsel verilere en uygun görüş bu yazının Kuzey Sami alfabelerin
bir kolu olan Ârâmî yazısından gelme Nabatî yazısından türediğidir.
Nabatîler yarı göçebe, kısmen ziraat ve ticaretle uğraşan kuzey Arabistan,
Sina ve Ürdün civarında yaşamış Arapça konuşan bir halktır. Hakimiyetleri
M.Ö.312-311 yıllarında başlamış ve M.S.106 yılında sona ermiştir. Önemli
şehirleri, başkent Petra 21, Hicr 22 ve Busra’dır23 .
Diringer, Sina yarımadasında bulunan bazı küçük taşlar üzerine
kazınmış yazıtlardan yola çıkarak Neo-Sinaitic alfabeden söz etmektedir. Bu
yazının da muhtemelen M.S.I. yüzyılda Nabatî yazısından türediğini, ancak
bu alfabeyle yazılmış yazıtların M.S. II-IV. Yüzyıllara ait olabileceğini ve bu
yazının Arap yazısıyla Nabatî yazısı arasında bir köprü olduğunu belirtiyor24
Bazı araştırmacılara göre Nabatîler, göçleri sırasında Arap nüfusla
karışmış Ârâmîlerdir. Bunun kanıtı erken devir Nabatî yazıtlarının Arap
etkisinden uzak oluşu, M.S.I yüzyıldan itibaren ise Arap etkisinin açıkça
görülmesidir. Bu günkü kanı Nabatîlerin yazı dili olarak Ârâmî yazısını
kullanan Araplar olduklarıdır25. Ancak Ârâmî yazısını aynen almakla
yetinmeyip bu yazıyı geliştirmişler, kendi adlarıyla anılan alfabeyi
bulmuşlardır. Nabatî alfabesinin 22 harfi vardır. Yine yazı sağdan sola doğru
yazılmaktadır. Harfler bitişik ve noktasızdır. Bu yüzden bitişmiş bir harf
grubu birkaç değişik şekilde okunabilir. Erken devir Arapçasında da gözlenen
bu durumun sözde ya da yazıda yapılan bazı tashiflerle dilin zenginleşmesine
katkıda bulunduğu düşünülmektedir.
Müsteşriklerin ve gezginlerin incelemeleri sonucunda gün ışığına
çıkarılan Nabatî yazıtlarını bir tarih sırasıyla sergileyecek olursak erken
dönem Arapçaya doğru olan değişim rahatlıkla izlenebilir. Bu gün elde
bulunan en erken tarihli Nabatî yazıtı Tenûh26 kralı Cezime’nin mürebbisi
Fihr b.Selî’nin mezar taşıdır. Bu yazıtın tarihi M.S.250 ya da 270 olarak
tahmin edilmektedir. Şam civarında bulunan Busra yakınlarındaki Ummu’l-
Cimâl adlı yerde bulunmuştur. Bu yazıtlar Arap yazısının el-Musned ya da
el-Himyerî yazılarından türediği görüşünü çürütmektedir. (Bkz.Şekil-3)27
Yazıtın bu günkü Arap harflerine transkribe edilmiş hali şöyledir.
دنه نفا فهرو نر ش ي ان جذيمت)جذيمة( م ك تن خ 28
Arapçası: هررذا ر ررر فهررر نررم سرر ي مرنرري جذيمررة م ررك تنرر خ “Bu Tenûh kralı
Arap etkisi olmayan bir Nabatî yazıtı saymışlardır. İkinci yazıt ise ilk Hira
krallarından olan İmrû’u’l-Kays b.Amr’ın mezar taşıdır29. Yazıt Şam
civarında en-Nemârâ adlı yerde bulunmuştur. M.S 328 tarihine aittir. Kureyş
lehçesine yakın bir dille geç devir Nabatî yazısıyla yazılmıştır30. Yazıt beş
satırdan oluşmaktadır.(Bkz.Şekil-4) Müsteşriklerin tercümesinde görüş
ayrılığına düştüğü bu yazıt bu gün kullanılan Arap harfleriyle şöyle
transkribe edilmiştir:31
تي نفس )نفش( مر اسقدس نر عمرو م ك عرب ك ه قو اسراستج
م ك الاس يدم و ن او وم كهب وهرب محج عك ى و جر
ن جى في ج نجرن م ينة شمر و م ك مم وو ن ل ننده
اسشم ب ووك هم فرس سرو ف ب ي غ م ك م غه
عك ى ه ك سنت 223 ي 7 نكا ل ن ام قو وس ه
Günümüz Arapçasıyla metin şöyledir: 32
هذا ر ر امرئ اسقدس نم عمر م ك اسمرب ك هب اسذب نرل استرج
و م ك الاس يدم و ن اااً و م كهب وه مذ جر نق ته و ررد.
اسظفر اسى أس اا نجران م ينة شمر و م ك مم اً واستممء .
راّب أننرمه ع ى اسق رئء )ك هب فرسرنرً س رّو ف ب ي غ م ك م غه.(
في اسق ه ك سنة 223 ي 7 مم كا ل )كرن ن الأوّل(سدام اسذب وس ه.
Bu, bütün Arapların kralı, taca nail olan İmru’û’l-Kays’ın mezarıdır.
Esedlilerin Nizarlıların ve krallarının kralı Muzhic’i kuvvetiyle yenip
lider oldu
Şemer’in şehri Necran’ın surlarının aştı, Ma‘ad’i aldı.
Evlatlarını ,Hepsi Rum’a akıncılar olmak üzere kabilelere böldü. Hiç
bir kral kuvvette onun yerine ulaşamadı.
223 senesi 7 Aralığında onu doğuranı mutlu etmek için öldü33.
Görüldüğü gibi dil olarak bu yazıt büyük oranda Arapçaya
aktarılabilmiştir. Ummu’l-Cimâl’de, Çifte Kilise denen bir kilisede bulunan
ikinci bir yazıt ise M.S.6’ıncı yüzyıla aittir. Hıristiyan Araplardan kalma bir
yazıt olduğu düşünülmektedir. Bu yazıtta artık Nabatî etkisi iyice azalmış
Arap etkisi fazlalaşmıştır.(Bkz.Şekil-5)34 Bu yazıt günümüz Arap harflerine
şu şekilde aktarılmıştır: 35
الله غفرا لاسده
نم ع د كرتب
اسط د اع ى نم
عمرب كتب عنه مم
)يقرؤه(
Arap harflerinin artık belirginleştiği bir yazıt ise Haleb’in doğusunda
Zebed mevkiinde bulunan ve Zebed yazıtı olarak anılan bu yazıt M.S.512
tarihlidir. Bir kilisenin duvar çıkıntılarına yerleştirilmiş bir taş üzerinde
bulunan yazıt Yunanca-Süryânîce-Arapça olmak üzere üç dilli (trilingual)
olarak yazılmıştır. (Bkz.Şekil-6)36
Büyük bölümü Yunanca ve Süryânîce olan bu yazıtta Arapça yazılar
azdır.(Bkz.Şekil-7)37 Bu yazıları bu günkü Arap harfleriyle yazarsak
aşağıdaki ibareler karşımıza çıkar:
ناب الاسه شر نر مع … ردم و …نر مر اسقدس و شر نر سم وسترو وشريح …
Son olarak yine bu günkü Suriye toprakları içinde bulunan Harrânda
bulunmuş bir yazıt daha vardır. Cevâd Ali bu yazıtı Nabatî harfleriyle, tam
olarak Arap dilinde yazılmış bir yazıt kabul etmektedir38. Bir kilisenin
portaline Rumca ve Arapça olmak üzere iki dilde (bilingual) yazılmış
M.S.568 tarihli bu yazıtta şu ibareler yer almaktadır: (Bkz. Şekil-8 )39.
انا شرحيل بر ظلمو )ظالم( بنيت ذا المرطول سنت
٤٦٣ بعد مفسد خيبر بعم )بعام(
Bu yazıtların ortak bir özelliği yazıtlara köşeli harflerin hakim oluşu,
bu günkü anlamda yuvarlaklıkların ve ovalliklerin bulunmamasıdır. Bu
durum yazı malzemelerinin yeterince gelişmiş olmaması, yazının kullanımın
yaygın olmadığı, ancak böyle kısa dini metinler, mezar taşları vb. ile sınırlı
kalışıyla açıklanabilir. Bunun bir nedeni de yarımadada yazının yayılmasında
büyük rol oynayan Arap Yahudîlerin Kareli İbrânî yazısı adlı bir yazıyı
kullanmaları, diğer taraftan Hıristiyan Arapların ve Süryânîlerin kullandığı
Satrancilî denen ve bu günkü Kûfî yazıya benzeyen bir yazılarının olması ve
bu yazıların Araplar arasında bir süre kullanılmasıdır.
İslamiyet’in gelmesiyle Arap yazısı iyice önem kazanmış ve çok hızlı
bir gelişim sürecine girmiştir.
1İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, Mısır 1347, s.5-6
2Ebu’l‘Abbâs, Ahmed b. ‘Alî el-Kalkaşendî Subhu’l-A‘şâ fî Sinâ‘ati’l-İnşâ’
(Muessesetu’l-Misriyyetu’l-‘Âmme), Kahire 1963, c.III, s.6-7
3İbnu’n-Nedîm a.g.e, s.6
4Aynı eser s.5-6
5el-Kalkaşendî, a.g.e, c.III s.8
6Kesme, kat‘
7Ulama
8Noktalama
9İbnu’n-Nedîm a.g.e, s.7
10el-Hira : Cahiliyye döneminde Arap kralların oturduğu, Kûfe yakınlarında bir şehir.
11el-Enbâr ( الأن را ) Bağdat’ın batısında, Fırat ırmağı kıyısında bir şehir.
12 ya da اسمرهر
13‘Alî, Cevâd, Târîhu’l-‘Arab Kable’l-İslâm, Irak 1957 c.VII, s.66-67
14İbn Haldûn, el-Mukaddime, (Ter.Zakir Kadiri Ugan) İstanbul 1991, c.II s. 411
15el-Kalkaşendî a.g.e c.III, s. 9
16Alî, Cevâd, a.g.e, c.VII, s. 55
17Diringer, David , The Alphabet, İngiltere 1949, s.228


                                                                                                                 KEMAL TUZCU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SUSKUNLUK (SESSİZLİK) SARMALI NEDİR? Suskunluk Sarmalı Alman bilim kadını  Elisabeth Noelle Neumann  tarafından geliştirilen bir kuramd...